Nemsa Hangi Ülke

O zamanlar ´Heizel´ diye adlandırılan stadyuma gittik. Saha içinde basın mensubu olarak görev yapıyordum. Bir görevli geldi ve sordu: ´-Sen Türkmüsün?

Onu motive edebilirsiniz. Spor denilen yarışta hep bunlar oluyor. Ama spor adamlarına ve medya mensuplarına, sporculara düşen görev, sporun güzelliklerini yaşamaktır, yaşatmaktır. Bu vesile ile Türkiye´de Fatih Terim´in üzerine gidenlerin bir art niyeti şüphesi içindeyim.

Calaméo - Yusuf Cinal - Kitap

Eğer böyleyse, yazık! Birbirimize kenetleneceğimiz, bütünleşeceğimiz bir zamanda tu-kaka kavga etmek ne bireylere, ne de ülkeye fayda sağlar. Bu açıdan Fatih Terim´i eleştirenler, biraz da ´Yiğidin hakkını vermeyi´ bilseler. Buna o kadar ihtiyaç var ki!. Spor dolu sağlıklı günler dilerim. Ülkenin Güneydoğusu´nu terör örgütü yandaşları adeta teslim aldı.

Teslim alma ne kelime adeta terör estiriyorlar. Filistin´deki görüntüleri aratmayan görüntüler ekrana yansıdı.

Yazı dolaşımı

Ya yansımayan görüntülere ne demeli? Elin de sapanı ile polisleri taş yağmuruna tutan gençlerin kime ve neye hizmet ettiklerini bilen var mı? Bu gençler İmralı´da keyif çatana mı yaranmak için polislere kafa atıyor dersiniz? Ya da bu gençleri sokağa, TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında maaşa bağlanan ve bir türlü, terör örgütünü kınamaya yanaşmayan zihniyet mi hortlatıyor?

Her ikisi de aynı kapıya çıktığına göre söylenecek ne kaldı ki?

Yusuf Cinal - Kitap

Ülkeyi geren bu güruha kim haddini bildirecek? Uzakta olsak ta bekliyoruz! Sorgulandı ve tutuklandı. Daha önce de tanıdık simalar gözaltına alındı ve sorgulamaları sonrası ceza evine kondu. Adına ´Ergenekon´ denilen bir operasyon sürüyor. Sert esen rüzgar dal budak bırakmıyor. Aslında ülkeyi alt üst eden karar; AK Parti´nin kapatılma başvurusu ile yaşandı. Bu başvuru karşısında sessiz olması beklenenler farklı bir cepheden saldırıya geçtiler. Herkes adalet arayışında ve adalet dağıtma yarışında. Ülkeyi bu hale getirenler utansın! Zira devleti yönetenler böyle bir çetenin varlığını biliyorlardı da bugüne kadar ne bekliyorlardı?

Yazık ki ne yazık! Kılıçların çekildiği, toplumun iyice gerildiği,siyasete güvenin kalmadığı sanki tek parti devri yaşanıyor. Görecek ve duyacaklarımızı bilmediğimiz için bunlara razı olmaktan başka çaremiz yok.

Temennimiz o dur ki ülke tekrar eski huzurlu ve istikrarlı günlerine döner. Zira Irak´ta Saddam´dan kurtulmak için her şeye razı olanların şu halini gördükçe üzülmekten öte ne yapabiliyoruz ki? Brüksel´den Denizli horozu gibi öten ´ciler neredesiniz? Hani o lafını ettiğiniz özgürlükler, düşünceler nerede kaldı?

Bakınız demokrasi bile Türkiye´de rafa kaldırılmak üzere. Peki AB´ci paşa dostlarınız nerede? Bu duruma onlar ne diyor? Hani hep kapısını çalıp, ne diyorsunuz diye sorduğunuz Brüksel monşerleri neredeler? Siz hala Hırant Dink´den mi dem vuruyorsunuz? Diğer adı ile ´Euro İslam´a bir bakış sergiledik. Sevgili arkadaşlarım Av. Bu hafta ta ´Avrupalı Türkler ve Türkiye´ konusunu masaya yatıracağız. Kanal Avrupa TV´yi taklit etmeye başlayanlar var. Demek ki iyi yoldayız.

Biraz gayret, Kanal Avrupa TV´yi liderlik koltuğuna da oturtacaktır. Son olarak Avrupa´daki kurum ve kuruluşlardan söz etmek istiyorum. Bunu hep söyledim. AK Parti iktidarının en büyük hatalarından birisi Avrupa´da şube açması oldu. Bu konuda AK Parti kurmaylarının da hatası olmuştur. Neden mi? Arkadaş, yıllardan beri ´Milli Görüş´ gömleği altında bir başarıya imza atamamış olanları alıp bu örgüte doldurdunuz!? Bunların zaten kabiliyeti,bir bildiği, bir becerisi olsa,orada kalırlardı.

Elbette aralarında başarılı olanlar var. Onları tenzih ederiz ama, görüntü bu! Bir zamanlar kapı dışarı edilmişlerin ´başkanlık´ yarışına girdiği UETD´ler de kulis haberleri ayyuka çıktı. Yoksa yeni bir başkan mı geliyor? Geliyor sa, bu başkan kim mi? Mesela, Belçika´da Milli Görüş etiketli birinin adı şu sıralar öne çıkıyor?

Öne çıkıyor diyoruz. Başkan olursa şaşmayınız. Ama ne de yakışır! AK Parti zihniyeti sadece Türkiye´de değil, Avrupa´da ipe sapa gelmez kararlar alıyor.

Bakalım daha ne tür kararlara şahit olacağız. Bir de sevsinler cici demokrasinizi!

Ya da ´İch Möhte, isterim çiğ köfte! Hadi, hadi, hadi! Bugüne kadar Türkiye´de ´takiyeci´ bir zihniyet ile kurum ve kuruluşları sindiren, yandaş belediyeler, yandaş iş adamları, yandaş sendikalar, yandaş medya, yandaş valiler, yandaş yargıçlar oluşturan iktidar, bunlarla yetinmeyerek, mecliste bulunan iki muhalefet partisine de saldırmayı, bir ilke olarak önde tutmaktadır. İnanılır gibi değil. Ya da taraftarlarını diri ve zinde tutmak için, bu taktiği benimsiyor?. Başbakan Recep Tayip Erdoğan, başladı mı konuşmaya, durdurana aşk olsun!

Ondan sonra ´izandan´ dem vuruyor! Aradığı hangi ´izan´ ise? Ak Parti iktidarı, ´Terörle mücadele edeceğiz´ diye, Habur´da seyyar mahkemeler kurunca, eli kanlı teröristler silahlarını dağda bırakıp, ´Biz PKK´nın barış elçileriyiz´ diye davul zurna ile karşılanırken, sesini yükselten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´ye de üst telden göndermelerde bulunuyor. İnanılacak gibi değil!.

Hamile Pilatesi - Pilates Topu İle Doğuma Hazırlık Egzersizleri- Elika Hamile

Başbakan yer, yer kızarıyor, bozarıyor, ama söyleyeceklerini söylemekten vazgeçmiyor!. Bir nevi ´suçluluk´ psikozu içinde hep aynı nakaratları tekrarlayıp duruyor! Bu göndermelerden eskilerde nasibini alıyor! Herhalde başbakan, babasının kesesinden hizmet veriyor!? Ya da kendisini oraya hizmet için seçildiğinden bihaber! Gaza bastıkça basıyor. Ara sıra şiirler de okuyor. Gazel türü şiirler! Aslında AK Parti iktidarı, kendi alt zeminin oluştururken, ´mağduriyet rolü´ üstlenmeyi de ihmal etmiyor.