büyük özgürlük / Büyük Özgürlük () | MUBI

Büyük Özgürlük

büyük özgürlük

Great Freedom, Avusturyalı yönetmen Sebastian Meise’nin Cannes Film Festivali’nde Belli Bir Bakış dalında Jüri Özel Ödülü kazanan son filmi. Aslında Meise’nin adını da bu filmle duydum desem yanlış olmaz; tıpkı bundan sonra hep duymak istediğim için takipçisi olacağımı söylemenin de yanlış olmayacağı gibi. Ufak tefek eksikleri var mı, evet; aslında daha önce benzerlerini izlediğimiz ve son zamanlarda yönetmenler tarafından üzerine düşülen bir konusu mu var, yine evet. Fakat bunu gerçekten oldukça şaşırtan bir başarıyla halletmesi gerçekten takdir edilesi. Meise’nin uzun bir yönetmenlik geçmişinin olmadığı düşünülürse de çok daha özel bir yerde konumlanıyor.

Filmde bir başrol var. Adı Hans. Cesur, naif, hayalperest fakat gerçekçi Hans. Her seferinde hayatın sillesini yiyeceğini bildiği halde hatta yediği halde asla vazgeçmeyen Hans. Karaktere; seçildiği roller için biçilmiş kaftan olduğunu düşündüğüm Alman aktör Franz Rogowski hayat veriyor. Mükemmel oyuncu seçimi. Hans’ın sessizliğinin içinde bize çok şey anlatan bakışları, çaresizlikleri ve hatta sigara yakışları bile Rogowski tarafından inanılmaz zarif şekilde canlandırılıyor. Film de zaten Hans’ın sırtlamasıyla eşcinsellik suçundan hapse giren ve daha önce de toplama kampına gitmiş bir karakteri anlatıyor bize. Anlatırken de hiç acele etmiyor. Önce olgun Hans’ı izliyoruz. Hapse girdiği için yakıp yıkmayan, yıkılmayan umutlu, hayalperest ve sakin Hans’ı. Esareti, fazla sevmediği eski bir arkadaşına belli bir süre boyunca tahammül etmek zorunda kalan kişiliği karşılıyor bizi. İlerledikçe de geriye gidip hapse ilk girişini görüyoruz. Küçük, zayıf ve korkak. Tıpkı izleyenler gibi o da ‘bir erkeği sevdim diye bu da yapılır mı’ düşüncesiyle hareket ediyor. Hayalleri büyük ama kendi küçük Hans, zaman geçtikçe sessizliğini de aşmaya başlıyor; arkadaşı Viktor sayesinde.

Viktor cinayetten hüküm giymiş bir suçlu. Başlarda eşcinsel olduğu için Hans’a eziyet etse de zamanla Hans’ın tepki vermemesiyle, gözlerindeki acılı kabullenişle ve kolundaki toplama kampı dövmesinin de görülmesiyle Viktor, Hans’a bakışını değiştirip iyi davranmaya başlıyor. Hans’ın beraber hapse girdiği bir de sevgilisi var; Oskar. Oskar Hans gibi hayalperest değil. Hayatının sonuna geldiğine inanıyor ve tüm umutları tükenmiş. Fakat onu tanıdıkça aslında Hans’ın karakterinin yavaş yavaş olgunlaştığını ve hayallerinin yere daha sağlam bastığını görüyoruz. Son dönemde geçen hapishane zamanlarından sevgilisi genç öğretmen Leo ise açıkçası sadece Hans’ın fedakâr yönünü ve eğitime verdiği önemi göstermek dışında hikâyeye katkısı olmayan bir karakter. Zaten tüm karakterlerin amacı bize Hans’ı ve eşcinsellerin maruz kaldığı eziyetleri anlatmak, fakat Leo buna en az katkı yapan en gereksiz karakter olmuş diyebilirim.

Gelelim Viktor ve Hans ikilisine. Ortada güzel sunulan bir arkadaşlık var. Viktor’un başlarda kendisinin bir katil olduğu gerçeğini göz ardı edip aslında suç bile işlemeyen Hans’a saldırması, Viktor’un karakter evrimi için gösterilmesi gereken bir nokta. Hans’a karşı sürekli arkadaşlık-aşk arasında gidip gelen duygular beslemesi fakat kendine bile itiraf etmek istememesi de güzel işlenmiş. İlişkileri de başlarda oldukça etkileyiciyken son dönemlerde biraz sekteye uğrasa da Viktor’un kıskançlıkları ve uyuşturucu bağımlılığının çözülmesine Hans’ın yardım etmesiyle kaldığı yerden devam etmeye başlıyor. Son dönemdeki ilk karşılaşmalarını biraz yavan bulduğumu da belirtmek istiyorum. Geçmişi görmeseydik Viktor’u Hans’la fazla geçmişi olmayan gayet normal hapishanedeki başka bir tip olarak düşünebilirdik.

Güzel işlenen bu dokunaklı filmin sonu ise esaretin gerçek bedeli ya da gerçek esaretin bedeli – nasıl adlandırmak isterseniz. Herkesi mutlu etmeye yönelik efsane bir kaçış hikayesi tarzı yüzeysellikler barındırmıyor. Hans artık daha gerçekçi, sevgi dolu, en önemlisi özgür fakat son bir iş için bir o kadar da bağımlı. Ama her şeye rağmen hala harika bir hayalperest. Kurduğu hayalleri de kendiyle beraber olgunlaşıyor. Esaretin aslında kafanın içinde başlayıp bittiğini çözmüş ve yapması gereken son işi de tamamlamak için dostuna* belki de son kez geri dönerek böyle bir filme de böyle bir son yakışırdı dedirtiyor.

  • Yönetmenlik - /10
  • Sinematografi - 7/10
  • Oyunculuklar - 8/10
  • Kurgu - /10
  • Diyaloglar - /10
  • Senaryo - /10

/10

Cannes Film Festivali’nden ödüllü Büyük Özgürlük Almanya’da Nazi rejiminin yıkılmasından sonra uzun yıllar yürürlükte kalan ve eşcinselliği suç sayan yasanın bireysel ve toplumsal sonuçlarını gözler önüne seriyor. Sebastian Meise’nin filmi, konusuna incelikli yaklaşımıyla ve başroldeki Franz Rogowski’nin performansıyla dikkat çekiyor.

Gizli bir kameranın yasak bakışları altında mahremiyetin ve kamusal alanın kesiştiği bir mekândayız. Ne kameranın ne de bizim gözetlemeye hakkımızın olduğunu düşündüren umumi tuvalete girip çıkan arzu ve endişe dolu bedenler de yasak bir eylemin yüküyle koşullanmış âdeta. Karşılıklı arzularının yoğunluğunu yansıtan, kendinden emin ve davetkâr gözler, tuvalet kabinlerinin ardındaki dünyaya ise aynı ölçüde güvensizlikte bakmakta. İçeri ile dışarının, haklar ve özgürlüklerin, haz ve korkunun bir araya geldiği bu yasak imgeler, parmaklıkların ardına girip çıkmakla geçen bir hayatın kapılarını aralıyor bizlere. 

Sebastian Meise’nin imzasını taşıyan ve geçen yıl Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde Jüri Ödülü’ne layık görülen Büyük Özgürlük (Große Freiheit, ), Almanya’da erkek eşcinselliğini suç olarak kabul eden ve Nazi rejiminin yıkılmasından sonra dahi yürürlükte kalmaya devam etmiş Ceza Kanunu’nun maddesinin travmatik sonuçlarını hem bireysel hem de toplumsal yönüyle ele alıyor. Derinlikli ve özgün karakter temsilleriyle tanıdığımız Franz Rogowski’yi başrolde izlediğimiz film, bizi bir mahkûmun yaşamının karanlık koridorlarında dolaştırırken, insan ruhunun ve bedeninin derin yaralar aldığı tekinsiz bir bölgeye adım attığımızı bir an olsun unutturmayan ve dramatik mesafesini koruyan bir bakışa sahip.

Büyük Özgürlük

Zaman Akarken, Hayat Dururken

madde yüzünden yaşamının farklı dönemlerinde üç kez hapse düşen Hans’ın dört duvar arasındaki deneyimlerine odaklanan Büyük Özgürlük,karakterinin maruz kaldığı travmalar kadar kendi kimliğinin ve çevresiyle kurduğu ilişkilerin evrimine dair de tahliller sunuyor. Yirmi yılı aşkın bir zaman dilimini kapsayan hikâyede kronolojik bir yaklaşımdan özellikle kaçınan Meise’nin, Hans’ın yaşamını kurtuluşa veya mutluluğa uzanan çizgisel bir süreç olarak tasvir etmek yerine travmalara özgü tekrarların, döngülerin ve geri dönüşlerin izini taşıyan parçalı bir anlatı şemasını benimsediğini görüyoruz. yılında hapse girişiyle tanışıyoruz Hans’la. Kendinden emin ama yorgun bakışları, kontroller sırasındaki mekanikleşmiş hareketleri dört duvar arasındaki rutinlere aşina olduğunu gösteriyor. Karşılaştığı eski koğuş arkadaşı Viktor’un “Kendine bir türlü engel olamıyorsun, değil mi?” sözleri bu çıkarımı doğrulamış oluyor. Cinselliğinden ödün vermeyi reddettiği, onu ne pahasına olursa olsun benimsediği için dönüp dolaşıp buraya geleceğini bilen bir adamın duruşuyla karşı karşıyayız. Yıllar içinde defalarca konduğu daracık hücre ise, onu mıknatıs gibi içine çeken bu dünyadaki konumunun en yalın ve acımasız tezahürü belki de: Hücrenin etrafını kaplayan yoğun karanlığı içinde bir kibrit çöpünün alevine tutunmaktan asla vazgeçmiyor Hans. Meise’nin bu dışavurumcu ve karanlık mizansenleri, anlamdan yoksun bir boşluk olmaktan çok, tekrarlarla şekillenmiş anlatı parçalarını birbirine bağlayan bir zaman tüneli görevi görüyor. Etraf aydınlandığında hücreden dışarı, yirmi üç yaş daha genç olmasına rağmen yetersiz beslenmenin, zayıflığın, sefaletin ağırlığı altında ezilen bir Hans çıkıyor. Hikâyedeki zamansal geçişlerin, birkaç makyaj ve kostüm hilesinden öte, Rogowski’nin karakterin bu süreçteki fiziksel ve duygusal nüanslarını yansıtma becerisinden beslendiğini söylemek mümkün. Hans’ın yürüyüşündeki, bakışlarındaki, omuzlarının duruşundaki mikro değişimler geçen zamanla ilgili, ağaran saçlardan ya da kırışıklıklardan çok daha fazlasını söylüyor aslında. Hapishanenin, bireyi hayatın akışından mahrum etmesiyle ifade edebileceğimiz toplumsal ve politik işlevi düşünüldüğünde ise zamanın geçişi bir yanılsamaya dönüşüyor. Her seferinde aynı duvarlar, aynı koğuşlar, aynı üniformalar karşılıyor Hans’ı. Anlatıda, hapishane dışında geçirdiği yaşamına dair hiçbir detaya yer verilmemesi ise rutine dönüşmüş esaretin ağırlığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Büyük Özgürlük

Yaralı Ruhların Kaçak Kucaklaşmaları

Nazilerin yenilgiye uğradığı ve Amerikan askerlerinin Almanya’ya giriş yaptığı yılına döndüğümüz kesitte, Hans’ın yıllar içinde güçlü bir duygusal ilişki kuracağı Viktor’la tanışmasına şahit oluyoruz. Hans’ın Maddeden tutuklandığını öğrenen Viktor ona karşı yoğun bir nefretle yaklaşsa da, genç adamın hapishaneye girmeden önce toplama kampında tutulduğunu öğrenmesiyle önyargı duygusu yerini temkinli bir mesafeye bırakıyor. Büyük Özgürlük,izleyicisinde acı bir ironi duygusu uyandıran ismine layık bir şekilde, Hans’ın toplama kampından hapishaneye savrulan hayatı karşısında, milyonlarca insanın savaş sonrası kutladığı özgürlüğün meşruiyetini sorgulamaktan geri durmuyor. Bireyi ve cinselliğini zincirleyen yapılar biçim değiştiriyor yalnızca. Hans, kolundaki dövmedeki kayıt numarası yerine koğuş kapısına asılan, hüküm giydiği yasanın numarasına indirgeniyor bu sefer. Viktor’un numarayı başka bir dövmeyle kapatması ise insan benliğini yok sayan bu baskıcı sisteme verilebilecek en güzel cevap belki de. Çünkü Hans’ın benliğine kavuşması ancak başka bir insanın dokunuşuyla mümkün. 

Film boyunca yalnızca Viktor değil, 50’li yıllarda hapishaneye beraber düştüğü sevgilisi Oskar ve geçen onca ardından ona kendi gençliğini hatırlatan öğretmen Leo da Hans’ın hayatına dokunanlar arasında. Dört duvar arasındaki kaçak kucaklaşmalarda var olmanın, kendini başkasına verebilmenin özgürlüğü saklı. Hans’ın Viktor’la yıllar içinde biçim değiştiren ilişkisi ise bu anlık özgürlük hissinin çok daha ötesinde karmaşık bir tabiata sahip. Meise’nin, Hans ve Viktor’un etkileşimlerini kurgularken romantik ve idealize edilmiş bir tasvire yer vermemeyi tercih etmesi ise özellikle dikkat çekici. Fiziksel ve duygusal ihtiyaçların, yalnızlığın, umutsuzluğun, utancın, benliğin reddinin gölgesinde yalnızca bir aradayken huzur bulabilen, açlıklarını dindirebilen yaralı iki insanın simbiyotik ilişkisi var karşımızda. Nitekim, hüküm giydiği yasanın yürürlükten kalkmasıyla kendini dışarıda buluveren Hans’ın hissettikleri de, yaşadıkları travmaların ve paylaştıkları deneyimlerin ne denli acı verici olduğunu kanıtlar nitelikte. Gittiği caz barda “Büyük Özgürlük” denen o muğlak şeye nihayet kavuştuğunu düşünen Hans’ın aslında onu aramayı çoktan bıraktığını fark etmesi, filmin belki de en can yakan detayı. “Büyük Özgürlük” koridorlarda, karanlık köşelerde, kapı aralıklarında arzularını birbirlerinin kollarında dindiren aç bedenlerden ibaret yalnızca. Hans’ın yaşamında, bu arzunun karşılığını bulmayı bildiği tek bir yer var. Ve orada özgürlüğe yer yok.


Büyük Özgürlük, MUBI Türkiye’de izlenebiliyor. MUBI’nin Altyazı okurlarına özel kampanyasıyla 30 gün boyunca MUBI’ye ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.

E-Bülten'e Üye Olun

Altyazı'nın içeriklerinden ve etkinliklerinden haberdar olun.

Avatar
Öykü Sofuoğlu

’da Adana’da doğdu. Lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Bölümü’nde tamamladı. Hâlen Paris VIII (Vincennes-Saint-Denis) üniversitesinde Sinema Çalışmaları alanında yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Çeşitli mecralarda sinema yazarlığı ve çeviri yapmaktadır.

Öykü Sofuoğlu

Büyük Özgürlük

Film: The Great Freedom / Große Freiheit

Yönetmen: Sebastian Meise

Süre:  dakika

Jenerik: Dünya prömiyerini geçtiğimiz yılki Cannes Film Festivali'nin Belirli Bir Bakış bölümünde yapan The Great Freedom, bölümün Jüri Ödülü'nü kazanmış ve ardından Saraybosna Film Festivali'nde En İyi Film seçilmişti. Film, II. Dünya Savaşı sonrası Almanya'sında Ceza Kanunu'nun paragrafı nedeniyle sırf eşcinsel olduğu için ülkede ve dönemdeki tüm eşcinseller gibi art arda hapis cezasına çarptırılan Hans'ın yaşamından üç farklı dönemi konu alıyor.

Neden izleyelim?: Her şeyden önce, Victoria ve Transit gibi filmlerden hatırlayacağın Franz Rogowski'nin olağanüstü performansı için. Büyük Özgürlük, ülkede işlenen savaş suçlarının açığa çıktığı utanç verici yıllarda dahi LGBTİ+ bireylerin özgürlüklerini ceza kanununa dayanarak kısıtlamaya devam eden Almanya'nın tarihinden sayfaları karıştırıyor. Karakterinin zihninde iç içe geçmiş çekmeceler misali açtığı farklı hücrelerin kapılarından bakmanı sağlayacak yapım, cinsel özgürlük başta olmak üzere birçok özgürlüğün değerini anlamanı sağlayacak. Öte yandan, her şeyden önce var olma özgürlüğünün yaşamı boyunca tadına varamamış bir bireyin ikilemleri ve davranışları, üzerine düşünmeye ve tartışmaya değer.

Nerede izleyebilirsin?: The Great Freedom, geçtiğimiz hafta MUBI kataloğuna eklendi.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası