Tuna Karoser

16 Ağustos’ta yapılan düzenleme ne kazandırır, ne kaybettirir. 16 Ağustos ‘de yapılan Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler Bisiklet ve benzeri ulaşım araçları kullanıcılarına sağladığı güvence ve getirdiği zorluklar bisikletli ulaşıma ve bisiklet sporu yapanlara kazandırmaktan çok kaybettirecek türden. Düşüncesizce yapılan kanunlar ile uygulanması mecburi yasalarla zorunlu kılınana kıyafetler kesinlikle Bisikletli ulaşım sağlayanları zorda bırakacağı aşikar. Elbette ki gerek şehir içi, gerek şehirler arasında her hangi bir amaçla( Ulaşım, Spor) trafikte zaman geçiren her tülü taşıt için kurallar olmalı. Her türlü ulaşım aracı için uyulması gereken zorunlu trafik kuralları ve yaptırım mecburiyetleri olmak zorunda, aksi düşünce ve beklenti toplum sağlı ve yaşam bilincinin önünde engeldir. Lakin, önemli olan öncelikler vardır, kullanım alanları hizmetleri gibi. Devlet olmanı, Hükümet olmanın, yerel idareci olmanın sorumlulukları vardır, sosyal olmak gibi. Önce hizmet vereceksin sonra kurallar koyacaksın, hizmet vermeden kurallar koymak sizlere göre idare sistemi ise söyleyecek sözümüz kalmamıştır diyorum.

Hizmet öncesi koyulan maddelerden düzenleler listesinde olan kask şehir içi ulaşım sağlanan hiç bir ülkede yasal zorunluluk değil. Kaldı ki bu ülkeler bisikletli ulaşıma verdiği önemi ve önceliği motorlu taşıtlara vermediği halde. Şehir içi ulaşım sağlayanlar, günlük kullanımlarda kask takmadığı sürece başına herhangi bir kaza ve benzeri olay geldiğinde direk suçlu bulunacaktır.

1) “Taşıt” kısmında yer alan, ibaresinde “Motorlu bisiklet, motosiklet, bisiklet ve elektrikli bisiklet (Sürücüsü bir çerçeve veya karoseri ile korunanlar hariç)” şeklinde,

2) “Durum ve Nitelikleri” kısmında yer alan “Sürücüler için; gözü dış tesirlere karşı koruyacak, görüşe engel olmayacak, normal görüşü bozmayacak renkli veya renksiz (Koruma başlığının gözlüğü varsa ayrıca gözlük aranmaz) olacaktır.” şeklinde,

3) “Taşıt” kısmında yer alan “Bisiklet, motorlu bisiklet ve motosiklet” ibaresi “Bisiklet, elektrikli bisiklet, elektrikli skuter, motorlu bisiklet ve motosiklet” şeklinde,

4) “Teçhizat” kısmında yer alan; “Reflektif işaret” ibaresi “Reflektif kıyafet (yelek vb.)” şeklinde,

5) “Durum ve Nitelikleri” kısmında yer alan “Sürücüler ve taşınması halinde yolcular için, gece seyahatlerinde görünürlüklerini sağlayacak şekilde giyinecekler veya giysilerine reflektif işaret takacaklardır.” ibaresi şeklinde, değiştirilmiştir.

Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanları birlikte yürütür.

ALLAH aşkına kimlerle neyi nasıl yürüttüğünüz önemli değil, önemli ola samimiyetinizdir. Bisikletli ulaşıma hizmet yapmadan kanunlar çıkartmak kesinlikle samimiyetsizliktir. Sizler bu kanunları çıkarmadan yıllardır şehir içi ulaşım sağlayanlarımız, bisiklet sporu yapanlarımız kendi halinde hayatlarını idame ettirebiliyorlardı. Bu yasalar öncesi az da olsa sorunlar karşısında haklarını savunan küçükte olsa bir kanun vardı. Ulaşım yolları yapmadığınız yetmiyormuş gibi şimdi bu mecburi yaptırımlarla bisiklet kullanıcılarını trafikte yalnız ve mağdur etmektesiniz. Bisiklet sporu yapanların kılık kıyafetleri ve görünürlüğü sağlayan aydınlatmaları zaten tam. Çıkan yasayla dayatılan zorunlu kıyafet ve benzeri uyarıcıları kullanmayan sporcular olası kazalarda kullanıcılarını suçlu çıkarmaktan başka bir işe yaramayacak. Yetkililere sormak isterim, bisiklet sporu ve bisikletli ulaşım için yaptığını hizmetleri de bisiklet için çıkardığınız yasaları da açıklayın. Bisiklet ve benzeri motorsuz ulaşım araçların kullanımını kolaylaştırmak için yaptığınız hizmet mi, zorda bırakacak yasalar mı ön plana çıkıp kullanıcılarını gağdur edecek seviyede. Çıkardığınız kanunların arasına sıkışan bazı maddeler yıllardır sizlerden hizmet almadan kendi başlarının çaresine bakarak sorunsuz bir şekilde ulaşım sağlayan, sporlarını yapanların ellerini kollarını bağlamakta.

Bisiklet ve benzeri ulaşım araçlarının kullanımı için Avrupa ve benzeri ülkelerde kurallar çok, lakin o kuralları uyacakları kullanım alanları tartışılmayacak kadar çok. Aslında sizlere katılıyorum, kanun çıkarmak hizmet vermekten çok daha kolay olduğu için sorumluluktan kaçmanın en hızlı yöntemidir. Öyle ya, yarın yaşanması ihtimal kaza ve benzeri olaylardan sıyrılmış şekilde köşenizde rahat rahat oturabilirsiniz. Kullanım alan hizmeti vermeden kanunlar çıkarmanın en büyük başarısı bisikletli ulaşımın gelişip yaygınlaşmasına engellemekten öte geçmez.

Trafikte bunca bakımsız, aydınlatmasız plakasız olup kontrolsüzce cirit atan sayısız motosikletleri görmezden gelenler gözlerini bisikletli ulaşım sağlayanlarımıza dikmiş. Motosikletleri denetlemeyen ve kontrol altına almayan sistem sessiz ve etrafı kirletmeyen doğaya duyarlı sesiyle insanları rahatsız etmeyen bisikletlilere dikmekte mahir. ALLAH hakkı için kendinizi veya sevdiklerinizi bizlerin yerine koymanızı rica ediyorum. Her hangi biriniz, evladınız bisikletinizle şehir içi veya har hangi bir trafiğe açık karayolunda seyir halinde ilerlerken plakasız olduğu için kimliği belirlenemediği garantisi ile olay yerinden uzaklaşan ehliyetsiz motosiklet veya benzeri taşıtlara kurban gitmelerini kabul eder misiniz. Karayolunda bunları görmezden gelenler ne hikmet ise bisikletli ulaşım sağlayan ve bisiklet sporu yapanları mağdur etme derdindeler. Bisiklet çevreye duyarlı olduğu kadar milli hasılaya ekstra gelir (yakıt, vergi, bakım ve park ücreti) gibi gelir sağlamadığı için mi ceza yoluyla gelir elde etme çabasındasınız.

Aksi düşüncemizi çıkarmış olduğunuz bir takım keyfi yasalar engelliyor açıkçası. Bu çıkartılan kanunların içinde ki dikkatten kaçan maddeler yarın yaşanması olası kazalarda bisiklet kullanıcılarını mağdur olacağını bilmiyor, anlamıyor olamazsınız.

Umarım yasaları çıkartırken bu sektörün içinde olup nelerin kullanım kolaylığı sağlayıp olası kaza risklerini azalttığını bilerek öyle yasalar çıkarmayı planlarsınız.

Her şeye rağmen güzel yarınlarda bisikletli ulaşıma katkı sağlayacak düzenlemeler hayata geçer.

BİSİKLETİYLE