Sebase Kist Bitkisel Tedavi

Yağ kistleri ya da diğer adıyla sebase kistler aniden oluşur ve çoğu durumda, fazla tıbbi müdahale gerektirmeden kendiliğinden dağılırlar. Bazı kişiler bu kistleri kaybolana kadar onları görmezden gelmeyi seçerken bu kistler ciltte ağrı ve şişmeye neden olduğunda, göz ardı edilmemelidir. Yağ kistlerini tedavi etmek için denenmiş ve test edilmiş ev ilaçları çoğu kişi tarafından kullanılmaktadır. İşte yağ kistlerini evde tedavi etmek için bitkisel bazlı tedavi yöntemleri:

1. Çay Ağacı Yağı

Çay ağacı yağı, antibakteriyel ve antienflamatuar özellikleri ile bilinmektedir. Sıvı birikmesine ve şişmesine neden olan enfeksiyonu temizler. Bu esans yağı, sivilce ve siğiller gibi ciltle ilgili birçok rahatsızlığın tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Çay ağacı yağını doğrudan kistlerin üzerine uygulanıp üstü açık bırakılır. Özellikle büyük kistler için günde iki kez veya üç kez tekrarlanmalıdır.

2. Elma Sirkesi

Elma sirkesi sağlık ile ilgili pekçok alanda kullanıldığı gibi aynı zamanda ciltteki rahatsız edici kistlerden kurtulmak için de faydalı olabilir. Kistin iyileşmesine yardımcı olan antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahiptir. Aynı zaman da iltihap toplayıcı bir rol oynamaktadır. Elma sirkesi bir parça pamuk yardımı ile kist üzerine sürülür ve kuruması beklenir. Etkili olabilmesi için günde iki kez bu uygulamayı tekrar etmek edilmesi önerilir. Yalnız çok hassas bir ciltlerde sirkenin su ile seyreltilerek kullanılması tavsiye edilir.

3. Hint Yağı

Hint yağı, çeşitli cilt rahatsızlıkları için kullanılır ve ayrıca yağ kistleri için en etkili ilaçlardan biri olarak kabul edilir. Kistleri iyileştirir ve ayrıca antimikrobiyal ve antienflamatuar özelliklere sahip olması nedeniyle ağrıyı azaltır. Birkaç damla hint yağı üzerine doğrudan yağ kistinin üzerine hafifçe masaj yaparak uygulanır. Temiz bir pamuklu bez ılık suya batırılır ve fazla suyu sıkıldıktan sonra 10 ila 15 dakika kiste yerleştirilir. Bu uygulama günde iki kez yapıldığında kistin kaybolmasına etkili olduğu tespit edilmiştir.

4. Patates

Patatesin glikoalkaloidleri, anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Antimikrobiyal özelliği proteaz inhibitörlerine bağlanabilir. Yağ kistlerinin giderilmesinde kolay, etkili ve doğal bir çözümdür. Küçük bir çiğ patates rendelenir ve suyu sıkılır. Bu kist olan bölgeye uygulanır ve bir gece bekletilir. Ayrıca kistin üzerine bir patates dilimi yerleştirebilir, bir bezle örtülebilir ve gece boyunca bekletilebilir. Her gece yatmadan önce yağ kisti iyileşene kadar bu uygulamanın tekrarlanması kistin küçülmesine ya da kaybolmasına yarar sağlamaktadır.

5. Zerdeçal

Genellikle her mutfakta bulunan zerdeçal baharatı yağ kistlerini yok etmek içinde kullanılan bir baharat türüdür. Zerdeçalda bulunan başlıca maddelerden olan kurkumin, cilt iltihabı ve enfeksiyonu ile başa çıkmanıza yardımcı olur. Zerdeçal, kan üzerinde arındırıcı bir etkiye sahiptir ve kist gelişimine yol açan tıkanmış cilt gözenekleri üzerinde etkin rol oynayarak açılmasını sağlamaktadır. 1 çay kaşığı zerdeçal tozu ile yeterince su karıştırarak kalın bir macun elde edilir yağ kistinin olduğu bölgeye uygulanır ve kuruması beklenir, bir saat kadar sonra durulanır. Ayrıca, bu çok yönlü baharattan daha fazla fayda sağlamak için zerdeçal tüketilebilir. Sadece bir çay kaşığı ılık suyla karıştırılır ve yatmadan önce uygulaması yapılır. Zerdeçal macunu uygulaması günde iki kez uygulanması faydalı olur.

6. Sıcak Su Kompresi

Sıcak bir kompresi sadece eklemlerdeki ağrıyı azaltmak veya sırt ağrısını tedavi etmek için değil aynı zamanda yağ kistlerini ortadan kaldırmak için de kullanılabilir. Sıcaklık, ağrının neden olduğu ağrıyı azaltmada yardımcı olurken kistin boşalmasına ve iyileşmesine yardımcı olacaktır. Kaynatılmış ve ılıtılmış suyun içine batırılan pamuklu bir bez ya da pamuk topu kistin üzerine uygulanır ve birkaç saniye bekletilir. Günde birkaç kez sıcak su kompresi kistin dağılmasında etkili olmaktadır.

7. Aloe Vera Yaprağı

Aloe vera, doğal iyileşme ve antibakteriyel özelliklere sahip bir bitkidir. İnsanlarda ciltle ilgili birkaç problemi tedavi etmek için uzun zamandan beri kullanılmaktadır. Jeli uyguladığında, iltihaplı bölgeleri etkili bir şekilde soğutur ve rahatlatır. Aloe vera yaprağının jelini çıkartmak için yaprak kesilir ve açılır. Açılan yaprak kist üzerine uygulanır ve birkaç saat bırakılır. Yeniden bir uygulama yapmadan önce önceki jel kistin üzerinden temizlenmesi için bölge durulanır. Uygulamanın günde iki kez uygulanması kist tedavisinde etkili olacak bir uygulamadır.

8. Epsom Tuzu

Epsom tuzu, oluşumlarına neden olan bakterileri yok ederek yağ kistlerinin iyileşmesine yardımcı olabilir. Bir vardak epsom tuzu ılık su ile doldurulmuş küvete eklenir ve 15 dakika bu tuzlu suda kalınır. Yalnızca yağ kist alanını ıslatmak için küçük bir havuz veya kova kullanılabilir. Bu tuz uygulaması günde iki kez yapıldığında yağ kisti drene olur ve kendiliğinden iyileşme gösterebilmektedir.

9. Potasyum İyodür

Bu kimyasal dişçilikte yaygın olarak antiseptik bir madde olarak kullanılır. Antimikrobiyal, antienflamatuar ve yara iyileşme özellikleri enfekte olmuş yağ bezlerini temizler ve hızlı iyileşmeyi sağlar. Potasyum iyodür çözeltisi doğrudan kist üzerine uygulanır ve açıkta bırakılır. Bu uygulamanın günde iki ya da üç kez tekrarlanması kist tedavisinde yardımcı olur.

Sarımsak

Sarımsağın çok çeşitli antimikrobiyal özelliklerinin olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Cilt iltihabına ve irin birikmesine neden olan bakteri, mantar veya virüs enfeksiyonu olursa, sarımsak mikropları etkili bir şekilde yok etmektedir. diş sarımsak soyularak ezilir ve macun haline getirilir. Bu sarımsak ezmesi yağ kisti üzerine uygulanır ve bandajla örtülür. 15 ila 20 dakika beklettikten sonra bandajı çıkarılır, bölge temiz suyla durulanır. Bu uygulamayı günde üç ila dört kez yapmak ve her seferinde yeni bir bandaj kullanmak kist tedavisinde etkili çözüm olabilmektedir.

Hidrojen Peroksit

Topikal hidrojen peroksit uygulaması, kisti oluşturan mikropları öldürür, sinir bozucu kistleri ve yumruları hızla iyileştirir. % 3 hidrojen peroksit çözeltisi içine batırılan pamuk topu yağ kistinin üzerine yerleştirilir ve birkaç dakika yerinde tutup sonra alınır. Hidrojen peroksidi durulanmaz. Bu uygulamayı günde iki üç kez tekrarlamak yağ kistlerinin kaybolmasında etkili olabilir.

Buhur Yağı

Bu esansiyel yağın antienflamatuar ve antibakteriyel özellikleri, yağ kistleri için uygun bir çaredir. Aynı zaman da doğa da analjeziktir ve etkilenen bölge de yaşanabilecek ağrıları giderir. damla buhur yağı1 çay kaşığı zeytinyağı ile karıştırılarak kist olan bölgeye uygulanır ve açık bırakılır. Günde üç kez uygulanması kist tedavisinde yardımcı olabilmektedir. Yalnız her zaman bu yağın seyreltilmiş bir versiyonunu kullanılmalıdır ve hamile kadınlar, çocuklar kullanmadan önce muhakkak doktorlara danışmalıdır.

Greyfurt Çekirdeği Ekstresi

Greyfurt çekirdeği ekstresinin küçük bir miktarı mikropları öldürmek için yeterlidir. Antimikrobiyal aktivitesi birçok bakteri ve mantara karşı kurulmuştur. Kiste ekstrakttan sadece bir damla uygulanır ve bir veya iki dakika boyunca emilmesi sağlanır. Yağın fazlalığı silinip bandajla örtülür. Bu uygulamanın günde iki kez tekrarlanması kist tedavisinde faydalı olabilir.

Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağı içinde mevcut olan laurik asit, antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Hindistan cevizi yağı da yumuşatıcıdır ve iltihaplı ve tahriş olmuş cildi yatıştırır. Hindistan cevizi yağı kist üzerine uygulanır ve açık bırakılır. Kist iyileşene kadar her birkaç saatte bir tekrarlanması etkisini artırabilir.

Kaynakça:
funduszeue.info
funduszeue.info

Yazar: Özlem Güvenç Ağaoğlu

Vücudun neredeyse tüm her yerinde ortaya çıkabilen yağ dokularına yağ bezesi yani tıptaki ismiyle lipom ismi verilmektedir. Lipomların ayak tabanı, avuç içi ve kafa derisinde (saçlı deride) ortaya çıkan tipine ise &#;yağ kisti&#; denilmektedir. Yağ kistleri tıpta sebase kist ve epidermoid gibi isimlerle de ifade edilmektedir.

Yağ Kisti Nedir

Yağ kistleri, en basit ve temel anlamıyla içleri sıvı dolu ve çevresi zarla çevrili keseciklerdir. Kisti oluşturan bu sıvının kıvamı yağlı ve oldukça koyu olduğu gibi ayrıca kötü bir kokuya sahiptir. Yağ kistleri iyi huylu tümörlerdir, nadiren kötü huylu olabilir. Kötü huylu kistlere dönüşme oranı %1&#;den daha azdır. Sağlık açısından herhangi bir ciddi risk oluşturmamaktadır. Ancak görünen yerlerde olduğunda kozmetik açıdan bireyleri rahatsız edebilir.

Yağ Kisti Neden Olur?

Kistlerin neden oluştuğu net bir şekilde bilinmemektedir. Uzmanlar saç diplerinde bulunan yağ bezlerinin tıkanması ile kafada yağ kistlerinin oluştuğu yönünde ortak görüş belirtmektedir.

Sağlıklı her insanın kafa derisinde saç köklerinin korunmasını sağlayan yağ ve ter bezleri yer almaktadır. Bu yağ bezleri saçların beslenmesini sağlamaktadır. Bu yağ bezlerinden birinin veya birkaç tanesinin tıkanması sonucunda salgı cilt altında birikir. Bu birikme sonucunda öncelikle boyutu küçük yağ kisti veya kistleri oluşur. İlerleyen süreçte ise kistin boyutu büyür ve rahatsızlık vermeye başlar.

Kafada Oluşan Yağ Kistinin Belirtileri Nelerdir, Nasıl Anlaşılır?

Kistler dairesel yada küre benzeri bir yapıda görünürler. Boyutları kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bir hastanın kafasında yer alan birden fazla kistinde boyutları değişik olabilir. Bazı hastalarda iltihaplanmaya bağlı kızarıklık, enfeksiyon ve ağrı gibi şikayetler söz konusu olabilir. Nadiren de olsa bazı hastalarda apseye bağlı ateşlenme ortaya çıkabilir.

Saçlı Deride Yağ Kisti Kimlerde Görülür?

Cinsiyet, yaş, ırk ayırt etmeksizin herkeste ortaya çıkabilen yağ kistleri çoğunlukla erkeklerde görülmektedir. Yaş aralığı olarak ise ortalama yaş arasındaki bireylerde görülmektedir. Yağ kistleri tek başına bir genetik problem olarak görülmez. Bilimsel araştırmalar kronikleşen güneş hasarlı cilt bölgesi bulunan yaşı ileri olan hastalarda yağ kistlerinin daha çok görüldüğünü göstermektedir. Bir diğer bilimsel araştırma ise yoğun akne vulgaris (sivilce) şikayeti bulunan kişilerin yağ kistleri ile daha fazla karşılaştığını göstermektedir.

Yağ Kisti Ağrır mı, Neden İltihaplanır?

Normal şartlarda baskıya maruz kalmadıkça kistlerde herhangi bir ağrı veya farklı bir şikayet görülmez. Ancak yağ kisti kapsülü mikrop kaptığı taktirde iltihap yani apse görülebilir. Apse söz konusu olan kistlerde ise ağrı şikayeti görülür.

Bu gibi durumlarda doktorunuza başvurmanız gerekmektedir. Doktorunuzun reçete edeceği antibiyotik ile iltihap tedavi edilmelidir. Yağ kisti tedavisi iltihap iyileştikten sonra yapılabilmektedir. Tıpkı apseleşen bir dişin apse tedavisi yapıldıktan sonra çekilmesi gibidir.

Kafada Oluşan Yağ Kistinin Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tecrübeli hekim tarafından uygulandığı taktirde oldukça küçük ve pratik bir cerrahi işleme dayanır. Saçlı deride olduğu için estetik bir sorun meydana gelmemesi için dikkat edilmesi gerekmektedir.

Kafadaki yağ kisti çok minik bir kesi ile kolayca çıkarılabilir. Saçların kesilmesine yada kısaltılmasına ihtiyaç duyulmaz. Bununla beraber kesi de minimal olursa rahatsız edici bir görünüm söz konusu olmamaktadır. Dışarıdan bakıldığında tedavi olunduğu fark edilmez.

Tedavi sırasında öncelikle kistin olduğu bölge lokal (bölgesel) şekilde uyuşturulur. Uyuşturma işlemi tamamlandıktan sonra en minimal şekilde bir kesi uygulanır. Kist bu kesiden kapsül ile beraber komple çıkarılır. Kist tamamen çıkarıldıktan sonra kesi duruma göre yapıştırma veya küçük bir dikiş ile kapatılır. Bir defada birden fazla yağ kisti alınabilir, herhangi bir problem teşkil etmez. Tedavi sonrasında günlük hayata ara verilmeye ihtiyaç duyulmayacağı gibi herhangi bir pansuman vs. gerekmez. Kişi 1 gün sonra duşunu dahi alabilir.

Kafada Kist Tedavisi İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilmelidir?

Kafada meydana gelen kistlerin tedavisi evde uygulanacak bitkisel yada bitkisel olmayan yöntemlerle mümkün değildir. Cerrahi müdahale ile yapılabilir. Bu doğrultuda genel cerrahi uzmanlarına başvurulması gerekmektedir. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Bursa&#;da yer alan IDEA Kliniklerin tümünde dakika içerisinde yağ kisti tedavisi olmanız mümkündür. Bizlere iletişim numaralarımızdan ulaşarak detaylı bilgi ve muayene randevusu alabilirsiniz.

Yağ Kisti Saç Döker mi?

Yağ kistleri zamanla büyüme eğiliminde olabilmektedir. Buna istinaden boyutu çok artan kafada ki yağ kistleri saç köklerinin ölmesine ve kalıcı olarak saç dökülmesine sebebiyet verebilmektedir.

Kaynaklar:
1-) Op. Dr. Atilla KAYA &#; Kafada Yağ Kisti Tedavisi &#; IDEA TIP
2-) funduszeue.info#summary

​

​

Kist, içi sıvıyla dolu balon şeklindeki kitlelere verilen bir isimdir. Bulundukları organdan, "kist duvarı" adı verilen ince bir tabaka ile ayrılırlar. Pratik olarak her organda kist oluşabilir. Ancak en sık karaciğer, böbrek, yumurtalık ve memede görülürler. 

​

Kistlerin bir kısmı doğuştan olabilir. Ya da bazı kalıtsal hastalıklara bağlı olarak gelişebilirler (polikistik böbrek hastalığı, Von Hippel Lindau hastalığı gibi). Bir kısmı da geçirilmiş operasyonlara ya da enfeksiyona bağlı olarak gelişebilir (Lenfosel, kist hidatik gibi). Ancak hastaların çoğunda, kistler belirli bir nedene bağlı olmadan oluşurlar ve yaşla büyüme gösterirler. Kistlerin bir kısmı hiç belirti vermeyebilir. Bazılarında ise çevre dokuya bası sonucu ağrı, şişkinlik, bulantı, tansiyon yükselmesi gibi problemler görülebilir.

Ultrason, tomografi ve Emar gibi görüntüleme yöntemlerinin yaygın olarak kullanılması sonucu kistler eskiye oranla çok daha sık olarak saptanmaktadır. Hiçbir şikayete yol açmayan küçük kistlerin tedavi edilmesi gerekmez, belli aralıklarla takip yeterlidir. Ancak kistler büyükse, hızlı büyüme gösteriyorsa ya da şikayetlere yol açıyorsa genellikle tedavi gereklidir. Eskiden kistler için tek tedavi yöntemi olan ameliyat günümüzde artık nadiren uygulanmaktadır. Kistler için günümüzde uygulanan standart tedavi görüntüleme rehberliğinde skleroterapidir.

Kist kanser olabilir mi?

Vücudumuzdaki kistler görüntüleme bulgularına göre “basit kist” ve “komplike kist” olarak ikiye ayrılır. Basit kistin, ince ve düzgün bir duvarı vardır ve içerisinde sadece sıvı bulunur. Komplike kistte ise, duvar kalın ve düzensiz olabilir ve kistin içinde sıvı yanında katı “solid” kısımlar da vardır. Basit kistlerin kanserle bir ilgisi olmadığı kabul edilir; bu tür kistlere biyopsi yapılmaz, ya takip edilirler ya da skleroterapi ile tedavi edilirler. Komplike kistler ise genellikle abse, kanama ve enfeksiyon gibi olaylara bağlıdır, ancak küçük bir kısmında kanser de bulunabilir. Bu tür kistlerde, sıvı içeriği iğneyle alınarak incelenmelidir. Bazı durumlarda, kistin solid (katı) kısmından da iğne ile biyopsi alınıp patolojide inceleme yapmak gereklidir. Bu incelemelerin sonucuna göre hasta sadece takip edilebilir ya da skleroterapiyle nadiren de cerrahiyle tedavi uygulanabilir.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

Karaciğer kistleri:

Karaciğerde en sık rastlanan kistler basit kist ve hidatik kisttir.  Basit kistler, diğer organlarda olduğu gibi ince ve düzgün bir duvara sahiptir ve içlerinde sıvıdan başka bir şey bulunmaz. Hidatik kistler ise halk arasında "köpek kisti" olarak da bilinirler. Daha çok köpek dışkısıyla temas etmiş sebze ve meyvelerin yenmesiyle insana bulaşırlar. Ultrason, tomografi ve Emar'da genellikle hidatik kistlerin içinde ince membranlar ya da üzüm tanecikleri gibi minik kistler görülür. Bu durumda, basit kistlerden ayırım kolaydır. Ancak bazen, hidatik kistler basit kistlere benzeyebilir. Bu durumda, özel kan testleriyle bu iki durum birbirinden ayırt edilebilir.

​

Karaciğerdeki basit kistlerde, günümüzde en sık uygulanan tedavi yöntemi skleroterapidir. Bunun için, ultrason rehberliğinde kistin içine iğne ile girilir ve skopi cihazında kist içine ilaç verilerek kistin safra kanallarıyla bağlantısı araştırılır. Bağlantı yoksa kist sıvısı alınır ve yerine uygun miktarda alkol enjeksiyonu yapılır. Basit kistlerin çoğu, bu tek seanslık tedaviden sonra belirgin olarak küçülür ya da kaybolur. Ancak bazı durumlarda, ikinci seans ya da kateterle tedavi gerekebilir. 

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

Hidatik kistte ise tedavi yine iğne ile yapılır, ancak basit kist tedavisinden biraz farklıdır. Bu konunun ayrıntıları "Hidatik Kist" başlığı altında verilmiştir. 

​

Böbrek kistleri:

Böbrekte basit kist çok sık görülür. Bir çalışmada, 50 yaşın üzerindeki bireylerin yarısında böbrekte basit kist saptanmıştır. Bu kistlerin çoğu küçüktür, belirti vermez ve tedavi gerekmez. Ancak kistler 5cm nin üzerindeyse, büyüyorsa veya ağrı, idrarda kanama, enfeksiyon ve hipertansiyon gibi yakınmalara yol açıyorsa tedavi gerekir. Böbrek kistlerinde günümüzde en çok uygulanan tedavi alkol skleroterapisidir. Yapılan çalışmalarda, tek seanslık skleroterapiyle kistlerin %90 dan fazlasının küçüldüğü ya da kaybolduğu ve kistin yarattığı yakınmaların da büyük ölçüde ortadan kalktığı gösterilmiştir. 

​

Böbrekteki basit kistler bazen "polikistik böbrek hastalığı" denen kalıtsal bir hastalığa bağlı olarak gelişebilir. Bu hastalıkta böbrek içinde sayısız basit kist vardır ve hastalarda ileri yaşlarda böbrek yetmezliği gelişir. Bu tür hastalarda, eğer kistler ağrıya neden olursa, skleroterapi ile kistler tedavi edilebilir. 

​

Böbrekte nadiren de olsa hidatik kist görülebilir ve skleroterapi ile tedavi edilebilir. Çok nadiren böbrek kanserleri tomografi ve Emarda kist gibi görülebilirler. Bu durumda, iğne biyopsisi ile tanı konulabilir. 

​

Yumurtalık (over) kistleri:

Yumurtalık (over) kistlerine oldukça sık rastlanır. Bu kistlerin çoğu basit kistlerdir, ikinci sıklıkta endometriosis kistleri (çikolata kisti) görülür. Basit kistlerin çoğu tedavi gerektirmez. Bu kistlerin birçoğu kendiliğinden geriler, bir kısmı ise ilaç tedavisiyle küçülebilir. Ancak bir bölümü de sebat edebilir ya da büyüyebilir. Çikolata kistleri ise içi kanla dolu olan kistlerdir. Bu kistler adet kanamaları sırasında şiddetli ağrılara yol açabilirler.

Büyüyen basit kistlerde ve ağrı yapan çikolata kistlerinin çoğunda cerrahi operasyon önerilir. Fakat cerrahi operasyonun genel anestezi ve kesi gerektirmesi, enfeksiyon ve yapışıklık gibi riskler içermesi nedeniyle hastalar tarafından çok tercih edilmez. Bu nedenle tüm dünyada farklı ameliyatsız tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Bunların içinde en çok tercih edileni ultrason rehberliğinde skleroterapidir. Bu işlemde, lokal anestezi altında ciltten ince bir iğneyle ultrason rehberliğinde kist içine girilir. Kist sıvısı dışarı alındıktan sonra, sıvıyı üreten kistin iç tabakasını tahrip eden bazı ilaçlar verilir ve iğne dışarı alınır. Alınan sıvı da patolojide incelenir. Skleroterapi için en sık kullanılan madde alkoldür. İç duvarı tahrip olan kist zamanla küçülür, hatta bazen kaybolabilir. 

​

Ultrason rehberliğinde skleroterapi, yumurtalıklardaki hem basit kistlerde hem de çikolata kistlerinde (endometriosis) başarıyla kullanılmıştır. Literatürde yapılan çeşitli çalışmalarda, ultrason rehberliğinde skleroterapiden sonra, yumurtalık (over) kistlerinin % inin kalıcı olarak küçüldüğü ya da kaybolduğu saptanmıştır. Ayrıca endometriosis hastalarında, kistlerin küçülmesine paralel olarak, ağrı şikayetinde de belirgin azalma ya da kaybolma görülmüştür.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

Over kistlerinde, skleroterapi sadece "iyi huylu" özellikler taşıyan ve kanda CA değerleri normal olan hastalarda uygulanmalıdır. Çeşitli çalışmalarda, bu tür hastalarda kistin yumurtalık kanseri olma ihtimalinin sıfıra yakın olduğu gösterilmiştir. Örneğin, yılında yayınlanan bir çalışmada, 10cm den küçük over kisti olan 50 yaşından büyük  hasta takip edilmiş ve ultrasonda "basit kist" özelliklerini muhafaza eden hastaların hiçbirisinde kanser gelişmediği görülmüştür. Yumurtalık kanseri riskinin 50 yaşın altında daha da düşük olduğu düşünülürse, bu tür hastalarda kanser riskinin çok çok düşük olduğu ve ultrasonun basit kist ile "kanser şüphesi taşıyan kist" ayrımında ne kadar değerli bir yöntem olduğu anlaşılacaktır. Sonuç olarak, ultrason rehberliğinde skleroterapi kararı, mutlaka iyi bir ultrason değerlendirmesi ve kanda CA değerleri ölçüldükten sonra uygulanmalı, kanser şüphesi olan hastalarda ise klasik cerrahi tercih edilmelidir.

​

Video bilgilendirme "Yumurtalık kistlerinde ameliyatsız tedavi".

​

Meme kistleri:

Meme kistlerinde toplumda oldukça sık rastlanır. Bu kistlerin çok büyük kısmı basit kistlerdir, diğer nedenlere bağlı kistler nadirdir. Meme kistlerinin çoğunluğu küçüktür ve herhangi bir şikayete yol açmaz. Ancak bazen kistler büyüyebilir, ciltten çıkıntı yapabilir ve ağrı gibi şikayetlere yol açabilirler. Bu durumda genellikle tedavi uygulanır. Tedavide günümüzde cerrahi artık terkedilmiştir. Genelde uygulanan, bir cerrah tarafından ultrason kullanmadan kisti elle muayene ederek bir iğne batırmak ve içindeki sıvıyı almaktır. Ancak, bu yaklaşım 2 nedenden dolayı sakıncalıdır. Birincisi, bazı hastalarda ele gelen kitle kistin kendisi olmayabilir ve bu şekilde ultrasonla görmeden sokulan iğne yanlış yerlere gidebilir. İkincisi de, sadece sıvıyı boşaltmak kistler için genellikle yararsızdır, bu tür hastalarda, kistlerin çoğu tekrar eski boyutlarına gelirler, dolayısıyla tedavi boşuna yapılmış olur. Bu nedenlerle, meme kistleri tedavi edilecekse, önce lokal anestezi altında ultrasonla görerek kist içine iğneyle girilmeli, kist içeriği dışarı alınmalı ve sonra da yine ultrason rehberliğinde alkol verilerek kistin iç duvarı tahrip edilmelidir. Literatürde, bu şekilde yapılan tedavilerden sonra meme kistlerinin 6 ay içinde %95 den fazlasının tamamen kaybolduğu bildirilmiştir. Ancak bu tedavi, mutlaka ultrason rehberliğinde ve bu konuda deneyimli hekimler tarafından yapılmalıdır. Çünkü, alkolün yanlışlıkla kist dışına verilmesi durumunda normal meme dokusunda ciddi problemler gelişebilir. 

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​