reaktif hipoglisemi neden olur / Hipoglisemi: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Reaktif Hipoglisemi Neden Olur

reaktif hipoglisemi neden olur

Reaktif Hipoglisemi nedir? Nasıl önlenir?

Bir yemekten sonra biraz sersemlemiş, belki biraz terleme veya mide bulantısı ile biraz titreme hissettiyseniz, bir reaktif hipoglisemi nöbeti yaşamış olabilirsiniz.

Kan şekeri düzeylerinin gün boyunca yükselip alçalması normaldir. Yemeğe başladıktan sonraki iki saat içinde diyabetli bir kişi için tipik kan şekeri hedefi mg/dL&#;nin altındadır. Yemekten önce seviye 80 ila mg/dL olmalıdır. Bu hedefler, yaşınız ve sahip olabileceğiniz diğer sağlık sorunları gibi faktörlere bağlı olarak sizin için farklı olabilir.

Bazen kan şekeri seviyeleri hedefinizin çok altında olabilir. Bu hipoglisemi olarak bilinir. Amerikan Diyabet Derneği, hipoglisemiyi üç farklı kategoride sınıflandırır: 

  • Seviye 1: Kan şekeriniz 70 mg/dL&#;den az ama en az 54mg/dL&#;dir. Olumsuz etkiler başlıyor olabilir.
  • Seviye 2: Kan şekeriniz 54 mg/dL&#;nin altında. Düşük seviyeleri ve bunların işleviniz üzerindeki etkilerini tersine çevirmek için acil eylem gereklidir.
  • Seviye 3: Zihinsel ve/veya fiziksel işleyişiniz o kadar şiddetli değişti ki iyileşmeniz için başka bir kişinin yardıma ihtiyacı var.

HİPOGLİSEMİ BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

Reaktif hipoglisemi nedir?

Reaktif hipoglisemi, yemekten saat sonra ortaya çıkan yemek sonrası hipoglisemi yani kan şekeri düşüklüğü durumudur. Buna postprandiyal hipoglisemi denildiğini duyabilirsiniz. Bu, oruç tutarken oluşan düşük kan şekerinden farklıdır. Normal kişilerde ise yemekten 5 saat sonra açlık hipoglisemi görülebilir.

Reaktif hipoglisemi, Diabeti olan veya olmayan herkesin başına gelebilir. Ancak Şeker hastalığı veya bozulmuş açlık glikozu olan kişiler, hipoglisemi yaşamaya daha yatkındır.

Reaktif Hipoglisemiye ne sebep olur?

Reaktif hipogliseminin, karbonhidrat bazlı büyük bir yemeğin ardından pankreas tarafından çok fazla insülin üretilip salınmasının bir sonucu olduğu düşünülüyor ancak kesin neden hala gizemini koruyor. Bu aşırı insülin üretimi ve salgılanması, yemekten elde edilen glikoz sindirildikten sonra da devam ederek kan dolaşımındaki glikoz miktarının normalin altına düşmesine neden olur.

Beyaz pirinç, makarna, beyaz ekmek gibi basit karbonhidratlı yiyecekler, kek, hamur işleri, krep veya waffle gibi unlu mamuller bu reaksiyona yol açabilir. Şekerlemeler, şekerli içecekler, sahte bal (hakiki bal yapmaz) ve sofra şekeri gibi basit şeker yerseniz vücudunuz onları hemen şekere dönüştürdüğü için reaktif hipoglisemiye katkıda bulunabilir. Çünkü bu yiyecekler çok hızlı parçalanıp glikoza dönüştüğü için, kan şekerinizde hızlı bir artışa neden oluyorlar ve daha sonra aynı hızla düşüyor ve sizi reaktif hipoglisemiye yatkın hale getiriyor.

Şeker hastalığını tedavi etmek için insülin veya diğer kan şekerini düşürücü ilaçlar kullanıyorsanız, yemekten sonra oluşan hipoglisemi, ilaç dozunuzun ayarlanması gerektiği anlamına gelebilir.

 Reaktif hipogliseminin diğer olası nedenleri arasında alkol, bazı cerrahi prosedürler (gastrik baypas veya ülser ameliyatı), kalıtsal metabolik bozukluklar ve bazı tümörler yer alır.

Bir çok hastada ise sebep belirsizdir ve bu duruma idiyapatik reaktif hipoglisemi denir.

Diyabetik olmayan hipoglisemiye neden olduğu bilinen birkaç başka durum vardır. Bunlar arasında:

  • Bazı sindirim enzimlerinin eksikliği, vücudun yiyecekleri parçalama yeteneğini engelleyebilir. Bu da bağırsaklarda emilim için mevcut glikoz miktarını azaltabilir. Nedenleri kronik pankreatiti içerir, kistik fibrozve pankreas kanseri .
  • Geç dumping sendromu, gastrik bypass ameliyatından sonra reaktif hipoglisemiye benzer semptomlara neden olabilir. Ameliyatın bu komplikasyonu, gıdanın sindirim sisteminden o kadar hızlı geçmesidir ki, gıdadan yeterli glikoz elde edilmez. Erken dumping sendromu, midenizden büyük miktarlarda gıdanın duodenuma normalden daha hızlı hareket etmesiyle oluşur ve bunun kan şekeri düzeyleriyle ilgisi yoktur.
  • Addison hastalığı , adrenal bezlerin ürettiği hormonların eksikliğine neden olur . Bu da, bir kişinin insüline duyarlılığını artırabilir.
  • İnsülinomlar pankreasta aşırı insülin üretimine neden olan, nadir görülen, kanserli olmayan tümörlerdir. Aşırı üretim, kan şekerinde bir düşüşe neden olur. Bununla birlikte, insülinoma genellikle öğün arası hipoglisemiden çok daha belirgin açlık hipoglisemisine neden olur.
  • İnsülinoma olmayan pankreatojenik hipoglisemi sendromu (NIPHS), pankreasta değişikliklere neden olan ve aşırı insülin üretimine yol açan başka bir nadir durumdur.

Reaktif hipogliseminin belirtileri

Hafif şiddette hipoglisemi bulguları; (70 mg/dL’nin altında)

  • Açlık,
  • Titreme,
  • Terleme,
  • Dudakta ve dilde karıncalanma,
  • Solukluk,
  • Çarpıntı,
  • Huzursuzluk,

Orta şiddetteki hipoglisemi bulguları; (55 mg/dL’nin altında)

  • Baş ağrısı,
  • Karın ağrısı,
  • Bulanık görme,
  • Uyuşukluk,
  • Konuşma zorluğu,
  • Taşikardi (Kalp atım hızının artması),
  • Sinirlilik,
  • Solukluk,
  • Terleme,

Ağır şiddetteki hipoglisemi bulguları; ( mg/dL’nin altında)

  • Bilinç kaybı,
  • Konvülsiyonlar,
  • Koma.  

Reaktif Hipoglisemi Teşhisi

Bir hipoglisemi nöbetiniz olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuzla konuşun. Belirtilerinizi, tıbbi geçmişinizi ve ailenizdeki diğer kişilerin diyabet hastası olup olmadığını soracaktır.

Doktor, semptomlar yaşarken kan şekerinizi kontrol edebilir ve semptomlar ortadan kalktıktan sonra alınan bir ölçümle karşılaştırabilir.

Yine OGTT dediğimiz kan şekeri testi yapılabilir. Kan şekerinizi yükseltmek ve vücudunuzun daha fazla insülin yapmasına neden olmak için şekerli bir içecek alacaksınız . Doktor, seviyelerinizin çok düşüp düşmediğini görmek için sonraki 5 saat içinde kan şekerinizi birkaç kez kontrol edecektir.

Reaktif hipoglisemiyi yönetmeye yardımcı olan doğal ilaçlar

İlk olarak, reaktif hipoglisemiyi tetikleyebilen gıdaları azaltmak, tedavi etmek için büyük bir adımdır. Ancak bu basit karbonhidratları ve basit şekerleri (kahverengi şekerden şeker ağırlıklı içeceklere kadar) çıkarmak, bu vakaları azaltmaya yardımcı olabilir.

Ancak aynı derecede önemli olan, diyetinizi düşük glisemik indeksli gıdalar olarak kabul edilen gıdaları içerecek şekilde değiştirmektir. Düşük glisemik indeksli gıdalar, lif ve protein açısından yüksek kompleks karbonhidratlardır. Bu gıdalar, bu ani yükselmelerin aksine kan şekeri seviyelerinde kademeli bir artış ve kademeli bir düşüş yaratıyor.

Kompleks yani basit olmayan karbonhidratlar şunları içerir:

  • Kahverengi/yabani pirinç
  • Kinoa
  • Yulaf ezmesi
  • Arpa
  • Chia tohumları
  • Öğütülmüş keten tohumu
  • Kabuklu tatlı patates
  • Kış kabağı
  • Filizlenmiş tahıl ekmekleri
  • Baklagiller (fasulye, bezelye ve mercimek)

Sebzeler söz konusu olduğunda, nişastalı olmayanlar tercih edilir. Nişastalı sebzeler porsiyon olarak sınırlandırılmalıdır (bunlara patates, mısır ve bezelye dahildir). Diğer tüm sebzeler nişastalı değildir ve istediğiniz kadar tüketebilirsiniz.

Brokoli, Brüksel lahanası, lahana ve karnabahar gibi turpgillerden sebzelerin hepsi lif açısından gerçekten çok yüksektir ve kan şekeri kontrolü sağlamada mükemmeldirler.

Kompleks karbonhidratlarınızı bir protein kaynağı ve sağlıklı yağ ile eşleştirmek de önemlidir. Bunları eklediğinizde, vücudunuzun karbonhidrat sindirimini daha da yavaşlatarak bu ani artışı önler.

Fasulye yine harika bir protein kaynağıdır, ancak diğer seçenekler arasında yağsız et veya balık, fındık, süzme peynir veya yoğurt gibi az yağlı süt ürünleri ve yumurta bulunur.

Düzenli egzersiz yapın çünkü fiziksel aktivite enerji olarak şeker tüketmenizi sağlar ve bu da aşırı insülin salınımını azaltır.

Bağırsak ameliyatı geçirmiş olanlar (örneğin gastrik bypass) gibi bazı kişiler için bir doktor tarafından daha ileri değerlendirme gerekebilir.

Yemekten Sonra 2 Dakika Yürü

Yeni araştırmalar, yemekten sonra yürüyüşe çıkmanın, sadece birkaç kısa dakika için bile olsa kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor.

 Geçen yılın başlarında Sports Medicine dergisinde bir araştırma yayımlandı. Bulgular, yemekten sonra iki ila beş dakika kadar kısa bir süre için bile olsa hafif bir yürüyüşe çıkmanın, öğle veya akşam yemeğinden sonra oturmaya veya uzanmaya kıyasla kan şekeri düzeylerini iyileştirebileceğini gösteriyor. Sadece ayakta durmak bie kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir, ancak yürümekle çok daha etkili.

Reaktif hipoglisemi bir diyabet türü müdür?

Hayır. Reaktif hipoglisemi, diyabetik olmayan iki hipoglisemi türünden biridir. Yemekten sonra reaktif hipoglisemi oluşurken, diyabetli kişilerde öğün atlandığında veya geç kalındığında hipoglisemi oluşabilmektedir.

Reaktif hipoglisemi ne kadar sürer?

Glikoz seviyelerinin ne kadar düştüğüne bağlıdır. Glikoz seviyeleri aşırı derecede düşükse ve tedavi edilmezse bayılma ve hatta nöbetler meydana gelebilir. Hızlı etkili karbonhidratlarla tedavi edilirse, kişi 15 dakika içinde iyileşebilir.

Reaktif hipoglisemi kendi kendine geçebilir mi?

Evet. Çoğu zaman reaktif hipoglisemi için tıbbi tedaviye ihtiyacınız olmaz. Bununla birlikte, semptomlar tekrarlıyorsa, tedavi gerektiren altta yatan bir durumun sonucu olabilir.

Reaktif hipoglisemi

Reaktif hipoglisemi
Flickr - cyclonebill - Salat, tun og monash.pw

Reaktif hipoglisemi, postprandiyal hipoglisemi ya da tatlı krizi, diyabetli ve diyabeti olmayan kişilerde[1], yüksek karbonhidrat içeren bir yemekten sonraki dört saat içinde ortaya çıkan semptomatik ve tekrarlayan hipoglisemi (düşük kan şekeri) ataklarını tanımlayan bir terimdir.[2] Hipogliseminin nedenini belirlemek için bir değerlendirme yapılmasını gerektirdiğinden bu terim tek başına bir tanı değildir.[3]

Bu durum, kan şekeri seviyesini kontrol etmek için vücut tarafından kullanılan homeostatik sistemlerle ilgilidir. Besin tüketiminden sonraki ilk birkaç saat içinde eğer çeşitli fiziksel aktiviteler gerçekleştirilirse etkileri azaltılabilir olsa da, yorgunluk, uyuşukluk, iritasyon veya akşamdan kalma hissi olarak tanımlanır.

Bu tatlı krizi hissi için öne sürülen bir mekanizma, yemekten hemen sonra kan glukoz seviyesindeki anormal derecede hızlı bir artış ile ilişkilidir. Bu, normal olarak insülin salgılanmasına (ani insülin yükselişi) yol açar, bu da dokuların glukozun glikojen olarak depolanması ya da enerji üretimi için kullanılması yoluyla dokular tarafından hızlı bir şekilde alımını başlatır. Sonuç olarak, kan şekeri seviyesindeki bu düşüş "tatlı krizi" nedeni olarak gösterilmiştir.[4] Bir başka neden, insülin etkisinin histerezis etkisi (neden ortadan kalksa bile sonuçun hâlâ gözlenmesi) de olabilir, yani, hem plazma glukozu hem de insülin seviyeleri zaten düşük olsa bile insülinin etkisi hala belirgin olup, plazma glukoz seviyesinin, başlangıçtaki seviyeden daha düşük olmasına neden olmasıdır.[5]

Şeker krizleri, çok fazla miktarda proteinin tüketilmesininden sonra ortaya çıkan benzer etkilerle karıştırılmamalıdır; bu durum da, şeker krizinin ortaya çıkarttığına benzer bir yorgunluk hissi oluşturur, fakat şeker krizinden farklı olarak, vücudun mideye giren gıdaların sindirimine öncelik vermesinin bir sonucudur.[6]

Bu durumun oluşma sıklığının saptanması zordur çünkü bu durumu tanımlamak için ya bir dizi çok katı ya da çok gevşek tanımlamalar kullanılmıştır. Reaktif hipoglisemi terimi, Whipple kriterleri'ni (hastalığın oluşturduğu semptomların kan glukoz seviyesinin düşmesine yanıt olarak ortaya çıktığını ve kan glukoz seviyesinin yükseltilmesiyle düzeltileceğini tanımlayan kriter) karşılayan postprandiyal (yemek sonrası) oluşan model için kullanılmalıdır. Bu durumdan farklı olarak, anormal derecede düşük glukoz seviyelerinin benzer şekilde oluşturduğu ancak nedeni kanıtlananmamış semptomlara benzeyen modeller için ise "İdiopatik Postprandial Sendrom" terimi kullanılmalıdır.

Doktorlar teşhisi kolaylaştırmak için, testten önceki iki üç ay boyunca kan şekeri seviyesinin bir ortalamasını veren HbA1c testi yapılmasını isteyebilir. Bu testen daha spesifik olan 6 saatlik glukoz tolerans testi, kan şekeri seviyelerinde olağandışı bir artış veya düşüş olup olmadığını görmek için altı saat boyunca belirli bir glukoz içeceği içilmeden önce ve içildikten sonra düzenli zaman aralıklarla hastanın kan şekeri seviyelerini ölçerek, değişiklikleri grafiklemek için kullanılabilir.

ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'ne (NIH) göre, semptomların oluştuğu sırada hastanın kan glukoz seviyesi 70&#;mg/dL'nin altında (&#;mmol L) ise ve hastanın yemek yedikten sonra durumu iyileşiyor ise reaktif hipoglisemi tanısını doğrulamaktadır.

Belirtiler ve semptomlar[değiştir kaynağı değiştir]

Semptomlar, bireylerin vücutlarındaki su oranına (hidrasyon) düzeyine ve kan glukoz konsantrasyonlarındaki azalma oranına ve/veya bu azalmanın miktarına olan duyarlılıklarına göre değişir.

Şeker krizi yüksek miktarda karbohidrat tüketiminin ardından genellikle dört saat ya da daha kısa sürede hissedilir. Reaktif hipoglisemi belirtileri şunlardır:[7][8][9]

  • Çift görme veya bulanık görme
  • Belirsiz düşünme
  • Uykusuzluk
  • Kalp çarpıntısı veya fibrilasyon
  • Yorgunluk
  • Baş dönmesi
  • Sersemlik
  • Terleme
  • Baş ağrısı
  • Depresyon
  • Sinirlilik
  • Kas seğirmeleri
  • Titreme
  • Kızarıklıklar
  • Tatlı yeme isteği
  • İştah artışı
  • Rinit
  • Bulantı ve kusma
  • Panik atak
  • Eklemlerde uyuşma/soğukluk
  • Kafa karışıklığı
  • Mantıksızlık
  • Hırçınlık
  • Solukluk
  • Ellerde soğukluk
  • Oryantasyon bozukluğu
  • Uyuma ihtiyacı
  • Tedavi edilmeyen aşırı vakalarda koma ile sonuçlanabilir.

Bu belirtilerin birçoğu, sıklıkla "açlık" duygusununun insana hissettirdikleri ile benzerdir ve vücuda yetersiz miktarda şeker alınmasının etkilerini taklit ederler: Çünkü bu durum, yani vücudun glukoz yetmezliği biyolojisi, glukoz eksikliği dönemlerinin ardından düşük kan şekeri seviyelerine karşı verdiği tepkiye benzemektedir.[10]

Sebepleri[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.