7 kıta nerede / Dünyada 7 değil 8 kıta bulunuyor - Son Dakika Dünya Haberleri | NTV Haber

7 Kıta Nerede

7 kıta nerede

Süryanice

Europe

"batı diyarı"

Eski Yunanca

Europa

"Avrupa"

Latice

Jeolojik çağları mutlaka duymuşsunuzdur. Popüler filmlerin adını bile süsledi bazıları: Buz Devri, Jurassic Park gibi filmlerden söz ediyorum. İşte buradaki Jurassic ya da Jura devri, Mezozoik zamanın Trias’tan sonra gelen ikinci dönemini ifade ediyor. Bu devirler milyonlarca yıl devam ediyor. En son yıl kadar önce Holosen devresine girdik. Bu jeolojik çağların en önemli özelliklerinden biri canlıları etkilemesi. Örneğin Holosen çağı bizi nasıl etkilemiş olabilir? Buzullar eridi ve sonrasında yerleşik hayata geçtik. Yazılı tarihe geçiş yaptık. Dolayısıyla kültürel gelişimlerin başladığı; sanatın, tasarımın ve en sonunda da teknolojinin doğduğu bir çağ bu. 

Fakat pek çok bilim insanı bu çağın da sona erdiğini söylüyor. Hem de beklenenden milyonlarca yıl önce&#; Çünkü artık jeoloji canlıları etkilemiyor, canlılar -hadi daha spesifik olalım- biz insanlar hem jeolojiyi hem de ekolojiyi etkiliyoruz. Sadece çevremizi değil tüm yeryüzünü dönüştürüyoruz. İşte o yüzden insanın dünyaya olan etkisinin en üst düzeye çıktığı bu yeni çağa Antroposen adı veriliyor. Diğer çağ geçişleri yüzbinlerce yıllık bir sürece yayılmış durumdaydı. Oysa bu çağın başlangıcı için yine pek çok bilim insanı net bir tarih, hatta saat verebiliyor. 16 Temmuz saat Trinity kod adlı bu ilk nükleer testle insanlık yeryüzüne radyoaktif bir imza attı. 

“İyi de ben boş zamanlarımda evimin arka odasında nükleer denemeler yapmıyorum” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama emin olun hepimiz dünyayı etkiliyoruz. Kelebek etkisi. Çok basit bir örnek vereceğim. Günde kaç çeşit plastik kullandığınızı bir düşünün. Poşetlerden başlayabiliriz saymaya ama detaya girmeye gerek yok. Tüm dünyada her yıl 1 trilyon plastik poşet kullanılıp çöpe atılıyor. Bu videoyu izlemeye başladığınızdan beri geçen sürede 2 milyon plastik poşet daha çöpe atıldı. Her yıl yarım milyardan fazla plastik şişeyi ve 5 milyara yakın pipeti çöpe atıyoruz. Şu ana kadar her birimizin kullanıp attığı en az parça plastik çöp parçası, suya karıştı, nehirlerle denizlere ve sonra da okyanuslara ulaştı bile. Dünyadaki her bir insanın ürettiği bu parça atık okyanus akıntılarıyla birleşti ve trilyon plastikten oluşan bir adaya dönüştü.  milyon kilometre karelik bir alanı kaplayan bu devasa plastik atık kütlesine ada değil de kıta demek daha doğru olur çünkü Türkiye’nin yüzölçümünün neredeyse 5 katından söz ediyoruz. 

Bu kütlenin büyük çoğunluğu Hawaii ve California arasında toplanmış durumda. Bilim insanları tarafından Büyük Pasifik Çöp Alanı olarak tanımlanıyor. Güneşin ve dalgaların etkisiyle çoğunluğu yarım santimetreden küçük mikroplastiklere dönüşmüş durumda olduğu için bu yığını uzaktan görebilmek çok zor. Ama aralarında ta ’de üretilmiş böyle megaplastik çöpler de var, ’de Gameboy olarak üretilmiş böyle makroplastikler de&#; İnanın göremediklerimiz görebildiklerimizden daha tehlikeli. ’den fazla canlı türünü tehdit ediyor. Sadece suda yaşayanları değil onunla ilişkisi olan tüm hayvanları. Plankton kadar küçük olanları da&#; Balina kadar büyük olanları da&#; Işıltılı plastik parçalarını gören kuşlar onları yememesi gerektiğini nereden bilsin? Deniz kuşlarının ya da kaplumbağalarının %44’ünün midesinde plastik parçası olduğu tahmin ediliyor. Her yıl 1 milyondan fazla deniz kuşu sadece bu yüzden ölüyor. Bunu yiyen balıkları umursamaktan daha önemli işlerimiz olabilir ama unutmayın o balıklar besin zincirinin bir parçası. Zincirin diğer ucunda da biz insanlar var. Bir dahaki sefere balık yerken içinde göremeyeceğiniz kadar küçük plastik parçaları olabileceği aklınızın bir kenarında bulunsun. 

Önümüzdeki videoda yılındaki dünyayla ilgili iyimser tahminleri aktaracağım o yüzden kötümser bir tahmini orada değil de burada vereyim. Büyük Pasifik Çöp Alanı tek çöp alanı değil. Şu anda dünyanın 5 ayrı noktasında buna benzer atıklar toplanmaya devam ediyor. Bu atıkların kütlesinin yılında denizde yaşayan tüm balıkların kütlesine eşitleneceği tahmin ediliyor. Dünyaya neredeyse kıta büyüklüğünde bir alan eklenmesine sebep oluyoruz ama çoğumuz bunun farkında bile değiliz. 

Yine kötü haberleri saçtık ortalığa. Vah vah demekten öte ne yapılabilir? Hem toplumsal hem de bireysel olarak yapılabilecek bazı şeyler var. 

Güzel bir haber vereyim. Büyük Pasifik Çöp Alanı’nı temizlemek için çeşitli organizasyonlar harekete geçtiler bile. “Ocean Cleanup” projesi teknolojinin yol açtığı bu kirliliğe yine teknolojik bir çözüm getirmeye çalışıyor. metre uzunluğunda ve 3 metre derinliğinde yüzen bir araçla atıkları topluyor. Bu devasa aracın su üstünde yüzen parçası megaplastikleri yakalarken, deniz altında kalan ince etek parçası daha küçük partikülleri hallediyor. Bunun oluşturduğu akıntı sayesinde deniz canlıları araca takılmadan ilerleyebiliyor. Araç bu temizliği yaparken okyanusun üç kuvvetinden faydalanıyor: Rüzgar, dalgalar ve akıntılar. Aracın kendisi tıpkı çöpler gibi akıntıyla hareket ediyor. Fakat rüzgar ve dalgaların yardımıyla ondan daha hızlı gidebildiği için yolda önüne çıkan atıkların kendisine takılmasını sağlıyor. Ortalara doğru daha da derinlere inebilen bu sistem bir U şeklinde kıvrılıyor. Rüzgarlarla yönü değişen bu dev U şekli atık yığınının her yerine gidebiliyor. Sistemin üzerinde güneş enerjisiyle çalışan ışıklar, çarpışma önleme sistemleri, kameralar, sensörler ve uydu antenleri var. Böylece karadakiler onun yerini ve topladığı atık miktarını sürekli olarak denetliyor. Periyodik olarak çöp gemileri gönderilerek U’nun ortasında biriken atıklar toplanıyor. 

Peki bu yeterli mi? Değil. Sadece Büyük Pasifik Çöp Alanı’nı temizlemek için bunlardan 60 tane üretilmesi gerekiyor. Böyle bir filoyla 5 yılda çöplerin %50’sinin temizlenebileceği hesaplanıyor. 5 yıl sonra da iş bitmiyor çünkü en az temizlenen kadar yeni çöpü bizler üretmeye devam ediyoruz.

O yüzden bireysel olarak da ürettiğimiz çöp miktarına dikkat etmemiz gerekiyor. Mesela plastik poşet kullanımımızı azaltabiliriz. Pazara, markete giderken yanımıza bir çanta alsak tek kullanımlık poşete ihtiyacımız kalmaz. Satın aldığımız ürünleri seçerken bu konudaki hassasiyetlerine dikkat edebiliriz. Geri dönüştürülebilir malzeme kullananları tercih edebiliriz. Artık biyobozunur plastik ambalajlar üretilebiliyor. Bunlar doğada bakteri veya diğer organizmalar tarafından tamamen bozuluyor. 

Tüm bunlar bir kenara en azından ortadaki problemin farkına varmalıyız. Çünkü bir problemi çözebilmek için önce o problemin ne olduğunu anlamaya çalışmak gerekiyor. Bilinçli olmak, hem kendimizi hem de çevremizdekileri eğitmek. Çevre konusunda kazandığımız farkındalığı ve duyarlılığı mümkün olduğu kadar yaymaya çalışmak.

Bunun için de çok güzel bir örnek var önümüzde. Bu yıl sı gerçekleştirilen İstanbul Bienali dünyanın en güçlü iletişim yollarından biri olan sanatı kullanarak farkındalık kazandırmaya çalışıyor. Bienali düzenleyenler insanlığın sebep olduğu doğal veya kültürel atıklara antropoloji ve arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarını gündeme getirmeye karar vermiş. &#;Yedinci Kıta&#; adı verilen bienal bu yıl sanat ve ekoloji arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açıyor. Neden yedinci kıta? Artık anladınız sanırım. Yağmur ormanlarının yandığı, plastik moleküllerinin okyanusları doldurduğu yeni bir dünyanın imgesel adı bu.

İKSV tarafından, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen bienalin kuratörü Nicolas Bourriaud, fikirlerin ve insanların yüzyıllar boyunca başkalaşıma uğradığı İstanbul&#;un böyle bir etkinlik için kusursuz bir sahne olduğunu söylemiş. 

Etkinliğe çok çarpıcı bir başlangıç yapmışlar. Çöplerden oluşan bu Yedinci Kıta’nın temsilcisini İstanbul’a davet etmişler. 

Bu temsilci dışında tam 25 ülkeden 56 sanatçı da davet edilmiş ve bunlardan 36&#;sı bu sergi için özel yeni eserler üretmiş. Sayısı &#;den fazla olan bu eserleri 10 Kasım&#;a kadar ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi ve ücretsiz davetiye linki açıklamalar bölümünde&#;

Sizden ricam bu sergiyi gezmeye gittiğinizde 25 ülkeden gelen her bir sanatçıyı size uzaklardan haber getiren biri gibi düşünün. Kullandığımız plastik poşetlerin, bardakların, pipetlerin ve hatta kulak temizleme çubuklarının uzaklarda bir yerlerde bir kıtaya dönüştüğünü hatırlayın, gitmesek de görmesek de&#; Bu dünya bizim olduğu kadar o atıklarımızın arasında var olmaya çalışan canlıların da dünyası. Eğer birlikte yaşamaya devam etmek istiyorsak İstanbul Bienali&#;nin &#;yedinci kıta&#; olarak imgeleştirdiği bu yeni araziyi keşfetmemiz gerekiyor ve bunun için de bizlere sanatçıların duyarlı antenleri, onların tercümanlığı lazım.

KITA İSİMLERİ NEREDEN GELİYOR?

Yazar: Yusuf Mert ÜSTÜN

Editör: Muhammet ALAN

Yayımlanma Tarihi:

Anahtar Kelimeler

# Kıtalar

# Avrupa

# Etimoloji

Pangea​

Yaklaşık ila milyon yıl önce Dünya’da yalnızca tek bir kıta bulunmaktaydı. Günümüzde bildiğimiz tüm kıtalar birleşik haldeydi ve tek parçaydı. Eğer bu kıta varlığını hala sürdürüyor olsaydı, İstanbul’dan New York’a veya Rio de Janeiro’ya yürüyerek gidebiliyor olacaktık. Bu kıta Eski Yunanca'da "tüm Dünya" anlamına gelen Pangea kelimesiyle isimlendirilmiştir. Ancak aradan geçen milyon yıllar sonucunda Pangea parçalara bölündü ve farklı kıtalar ortaya çıktı. Doğal olarak kıtaları isimlendirmek günümüzde bir nebze daha zordur.

Massimo Pietrobon "Pangea political, Wikimedia"

TangstarScience "Pangea Animasyonu"

Kıtalar

Öncelikle kıta teriminin ne anlama geldiğine göz atalım. Cambridge sözlüğüne göre kıtalar, denizler tarafından sarılmış büyük kara parçaları olarak tanımlanmıştır. Bu genel tanım kıtaları doğal bir olgu olarak düşünmemize neden oluyor ve doğal bir olgu olarak zihinde tanımlanan kıtalar yer kabuğunu oluşturan levhalarla karıştırılıyor. Bu durum yanlışlık içerse de başta isimler ve lokasyonlar olmak üzere pek çok ortak yanları olan levhalar ve kıtaların bir birine karıştırılması bir nebze anlaşılır sayılabilir. Ancak kıtalar levhalardan farklı olarak insan zihininden bağımsız var olan bir olgu değildir. İnsanın yeryüzünü anlamlandırmaya çalışmasıyla ortaya çıkmışlardır. Bu yüzden kıtaların doğal bir olgudan çok, flu bir tanımdan oluşan beşeri bir sınıflandırma yöntemi olması bir takım belirsiz alanlar bırakmıyor değildir.

Örneğin kaç kıta olduğu gibi görece basit bir soruyu ele alalım. Lisede coğrafya eğitimi alan herkesin hızlıca 7 demesi gayet olasıdır. Bu kıtalar; Avrupa, Asya, Afrika, Okyanusya, Antarktika, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’dır. Ancak kıtaların sözlük tanımı olan “denizler tarafından sarılmış büyük kara parçaları” kimi kıtaları birbirinden ayırmayı zorlaştırmaktadır. Bu durumda Kuzey ve Güney Amerika’yı birbirinden ayıran (İnsan yapımı Panama Kanalı’nı saymazsak) bir su parçası bulunmamaktadır. Bu iki kıta Amerika kıtası olarak pek tabi tek bir parça sayılabilir. Avrupa ve Asya arasında da bir su kütlesi bulunmamaktadır. Bu durumda iki ayrı kıta yerine Avrasya kıtasından söz edebiliriz. Ancak Avrasya da tamamen etrafı denizlerle çevrili bir kara parçası değildir. Nitekim (İnsan yapımı Süveyş Kanalı’nı saymazsak) Afrika ile Avrasya’yı birbirinden ayıran bir su kütlesi bulunmamaktadır. Bu durumda Afrika, Asya ve Avrupa, Afro-Avrasya olarak bilinen tek bir kıta olarak sayılabilmektedir. Ayrıca normal şartlarda Okyanusya’nın bir parçası kabul ettiğimiz Yeni Zellanda’nın Zelandiya adlı ayrı bir kıta olduğunu söyleyenler bile bulunmaktadır.

Bir diğer problem ise kıta sınırlardır. Kıta kavramı insanın doğayı anlamlandırma çabasının bir ürünü olduğundan herkes tarafından kabul edilen sınırlar bulunmamaktadır. Örneğin Asya ve Avrupa arasındaki sınır konusunda tam bir mutabakat bulunmamaktadır. Günümüzde yaygın biçimde kabul edilen sınır hattı Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçerek Karadeniz’e ulaşır. Ardından sınır, Kafkaslar boyunca dağ zirvelerinden Hazar’a ulaşır. Sınırın geri kalanı Ural nehri ve Ural dağlarının zirvelerini takip ederek Kuzey Buz Denizi kıyılarında son bulur. Çoğunlukla kabul gören bu sınır kimi coğrafyacılar tarafından farklı gösterilebilmektedir. Örneğin Prof. Dr. Ramazan Özey bu sınırın Maniç çukurluğundan geçtiğini yazmaktadır. Herkes tarafından kabul gören bir sınır oluşturulmuş olsa bile zaman içerisinde değişim olması pek mümkündür. Örneğin Aneksimender (Anaximandros) bilinen üç kıtayı gösterdiği Dünya haritasında Asya ve Avrupa kıtasını Gürcistan’da bulunan Rioni (Phasis) nehri ile ayırmıştır. Bu nehir günümüzde sınır kabul edilme özelliğini kaybetmiştir. Öte yandan Okyanusya ve Asya sınırının tamamen ülke sınırına paralel şekilde tüm doğal şekillerden bağımsız çizildiği Yeni Gine adası örneğinde olduğu gibi politik etmenler de oldukça önemlidir.

Kıtalar Haritası

Anaksimandros "Bilinen Dünya Haritası"

Günümüzde yaygın olarak kullanılan 7 kıtanın isimlerinin nereden geldiği etimolojik ve toponimik bir konudur.

 

Asya​

Asya kıtası isminin karşımıza çıktığı en önemli dönemlerden birisi Eski Yunan dönemidir. Bu dönemin ünlü bilgini Herodot Dünya coğrafyasından bahsederken Asya kelimesini kullanmıştır. Ancak kendisinden çok daha önce de Asya kelimesinin kullanıldığı yazılarından anlaşılmaktadır. Karanlık Çağ olarak bilinen MÖ. ’lü yıllara ait olduğu bulunan bir tablette “Asiwa’nın kadınları” şeklinde bir kısım yer almaktaydı. Araştırmacılar bu isimin Hititlerle rekabet halindeki “Asuwa” adlı bir bölgeden geldiğini düşünmektedir. Bu bölge Türkiye’nin batı bölgelerini kapsamaktadır. Nitekim Roma döneminde de bu bölgedeki eyalet Asia olarak isimlendirilmiştir. Asya kelimesinin bu bölge için kullanımı zamanla genişleyerek önce Anadolu, ardından tüm kıta için olmuştur.

 

Tam olarak nereden geldiği bilinmese de kelime anlamının Doğu anlamına gelen “asu” kelimesinden türemiş olabileceği düşünülmektedir. Yunanca kelimenin “güneşin doğması” anlamına gelen Akatça asu kelimesiyle ortak kökten geldiği düşünülmekle beraber bu kesin değildir.

Avrupa

Avrupa isminin kökeni hakkında da görüşler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Eski Yunan dönemine dayanmaktadır. Geniş anlamına gelen “eurys” ve yüz/göz anlamına gelen “ops” kelimesinden gelidği düşünülmektedir. Geniş-bakış anlamına gelen bu kullanım denizci Yunanlar tarafından (Selanik civarı başta olmak üzere) ana karayı tanımlamak için kullanılmıştır.

Bazı araştırmacılar ise kelime kökeninin Mezopotamya’ya dayandığını düşünmektedir. Akatça gün batımı anlamına gelen “erebu” kelimesinin batı bölgeler için kullanıldığı ve zamanla Avrupa ile özdeştiği düşünülmektedir.

erēbu

"gün batımı"

Akatça

ˁrēbā 

"gün batımı"

Aramice

Bilimi Anlatmamıza Yardım Edin!

Her ay milyonlarca bilimsever, Evrim Ağacı olarak karmaşık bilimsel konuları basitçe anlatmamızdan ve ülkemizde bilim anlatıcılığını geliştirmeye yönelik yaptığımız kapsamlı çalışmalarımızdan faydalanıyor. Bütçenize zarar vermeden, aylık veya tek seferlik sadece 20₺ gibi miktarlarda bize destek olarak bu çabalarımızı destekleyebilir, Türkiye'de bilim okuryazarlığını güçlendirmemize katkı sağlayabilirsiniz.

Destek Ol

Neden Destek İstiyoruz?

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.