Ağzını Açıp Gözünü Yummak Deyiminin Anlamı
ağzını açıp gözünü yummak
çok öfkelenerek ağır, onur kırıcı sözler söylemek. örnek: Usta, çırağın beceriksizliği karşısında ağzını açıp gözünü yummakta gecikmedi.
ağzı kara
hep kötü haberler veren ya da kötü şeyler olabileceğinden söz eden (kimse). örnek: Öyle ağzı kara biri ki, insanı üzüyor.
askıda bırakmak
(bir işi) (işin) sonuca ulaşmasını geciktirmek, sonuca vardırmamak, işi oyalamak. örnek: Bu işi askıda bırakmak istiyorlar.
ağız tatsızlığı
bir topluluk içindeki huzursuzluk, dirliksizlik, dirlik düzensizlik, geçimsizlik durumu. örnek: Bir evde ağız tatsızlığı olursa o ev ev olmaktan çıkar.
altında kalmak
(bir şeyin) karşılık, yanıt verememek, karşılıksız bırakmak. örnek: Bu sözün altında kalan adam, öfkesini çocuğundan çıkardı.
vadesi yetmek
(1) Ömrü sona ermek, eceli gelmek, ölmek. (2) Süresi dolmak, ödeme zamanı gelmek.?Vadesi geldi geçiyor ama senet sahibi hâlâ ortalıkta görünmüyor.?
soğuk kanlı
Serin kanlı, kolayca kızmayan, heyecana kapılmayan, telâş etmeyen.?Helâl olsun, ne soğuk kanlı davrandı.?
arka üstü yatmak
çalışmaya yüzü olmamak, çalışmadan rahat bir yaşam sürmek. örnek: Böyle arka üstü yatmak olmaz, çalış biraz.
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyiminin anlamı nedir?
funduszeue.infoimlerİletişimSitemap
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
Ağzını açıp gözünü yummak deyimine benzer deyimler
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[Ağzından kaçırmak]
"Alayı karayı yığmak" deyimi ve açıklaması
- Bütün kötü olasılıkları sayıp dökmek.
- Bütün kötü olasılıkları sayıp dökmek.
[Alayı karayı yığmak]
"Aptesini vermek (Birinin)" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı kötü işten dolayı ona çok ağır sözler söylemek.
[Aptesini vermek (Birinin)]
"Atıp tutmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek laflar etmek, büyük işler yapacağını söylemek.
- Ağır sözlerle öfkesini göstermek.
[Atıp tutmak]
"Ayağı ile gelmek" deyimi ve açıklaması
- Kendi isteği ile gelmek.
- Çok fazla emek sarf edilmeden elde edilmek.
- "Adam ayağı ile geldi dayak yemeye."
[Ayağı ile gelmek]
"Baltayı taşa vurmak" deyimi ve açıklaması
- Farkında olmayarak karşısındakine dokunacak söz söylemek.
- Bilmeyerek karşısındakini kıracak söz söylemek, pot kırmak.
- "Baltayı taşa vurunca öyle utandı ki sormayın gitsin."
[Baltayı taşa vurmak]
"Başa gelmek" deyimi ve açıklaması
- Kötü bir duruma uğramak.
- "Kim demiş başa gelen çekilir diye?"
[Başa gelmek]
"Baş sağlığı dilemek" deyimi ve açıklaması
- Ölen kimsenin yakınlarına, acılarını paylaşma sözleri söylemek.
- "Başın sağ olsuna gitmek."
[Baş sağlığı dilemek]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Gücüne gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir söz, bir davranış bir kimsenin onuruna dokunmak, o kimseye ağır gelmek.
- "Doğrusu onun bu sözleri gücüme gitti, çünkü hak etmedim o sözleri."
[Gücüne gitmek]
"Palavra atmak" deyimi ve açıklaması
- Abartarak söylemek, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek. Paldır küldür
- Büyük bir gürültü ile.
- Ansızın ve kurallara uymaksızın.
- "Paldır küldür merdivenlerden inmeye başladılar."
[Palavra atmak]
"Verip veriştirmek" deyimi ve açıklaması
- Ağır sözler söylemek, ağzına ne gelirse söylemek.
- "Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi."
[Verip veriştirmek]
nest...
96349 96350 96351 96352 96353